www.youtube.com biz büyüdük? :)

onur erol'un karamela sepeti kanalına da bakabilirsiniz.

tam bir vedayı anlatan o yaş grubunda güzel ve türkçe şarkı yok diye biliyorum.

@la traviata biz büyüdük şarkısı da olmaz :( onur erol'un da yok maalesef.

www.youtube.com

Çocuk şarkılarında en başarılısı bu bence: youtube.com

www.youtube.com

biz bunu kullanıyoruz daha çok. en az 2 kere dinleniyor sonra alkışlarla hepinize katıldığınız için çok teşekkür ederiz deyip yolluyoruz.

izmir yeni yoldan gitmek. sonra aydın bodrum.
daha pahalı ama daha rahat.

güncel fiyatlar sanırım 460 tl (osmangazi + yeni yol) + benzin. (tek yön fiyatı)

haa bu kadar para vermiyim derseniz, eskihisar topçular feribotunu da kullanacağınz ve körfezi dolanacağınız daha uzun ama ucuz güzergah da var. eğer zamanınız varsa, şöför de değiştirebiliyorsanız, bu da bir seçenek.

bir de, arabalı feribot ile yalova bandırma vs. gibi tercihler de var sürüş kısmını azaltmak için ama ben pek kullanmadım.

avrupa yakasındaysan yenikapı-yalova feribot yaparsan istanbul trafiğini es geçmiş olursun. ama sabahın 4'ünde yola çıkacaksan buna gerek kalmaz.

ben en son bir pazar sabahı 9'da bahçelievler'den çıkıp 1'de izmir'e girdim. hep paralı yollardan gittim. 150-200 arasıydı hızım. bunu da tavsiye ederim. çoluk çombalak varsa rahat edersin.

Usul usul, arada kırmızı ışığa, şehir içi trafiğine takılabilirim, hız sınırlarını hep takip eder tuzak radarlara yakalanmam, zaman zaman bozuk yollar da canımı sıkmaz yeter ki para vermeyeyim dersen eski yol.

Diğer türlü @alperz dediği gibi feribot ile Yalova, oradan otoban çok daha konforlu ve hızlı.

Önceden ben de eski yoldan gidip geliyordum bir kez radardan ceza yiyince ne uğraşacağım dedim yeni yolu kullanıyorum her gişeden geçerken küfür ede ede de olsa.

gram is the yeni çeyrek. Geçen yıl düğünümüzde en ummadığımız (zengince) kişiler gram taktı. Normalleşmiş gibi geldi bana ama çok yakın arkadaşım olsa çeyrekten aşağısını takmam ben. Fakat farklı şehir olayı da sıkıntı, yol ve kalacak yer bile masraf zaten. Yarım gram bile taksan hakkındır bence.

Çok yakın arkadaş: Çeyrek
Arkadaş: Gram
Dışarıda görüşülmeyen iş arkadaşı: Ortak toplanan paraya 150-200 katkı.

Gram is the new Çeyrek +1
Yakın arkadaş: Çeyrek
Çok yakın arkadaş: Onun ne kadar üstüne bütçe yetiyorsa

ilk soru:
elbette. birbirinizi ps5te arkadaş olarak ekledikten sonra, oyun içinde davet etme var friendly. hatta gizemli oyun modları var. kuralsız oyunlar, gol atan bir oyuncu eksilsin, gizemli top, vs. bisürü farklı modda da karşılıklı yapabiliyorsunuz online.

hatta fut modunda aynı takımda olup birlitke aynı takımda olup online rakiplerle oynayabilirsiniz.

hatta pro clubs moduna girip oyuncu geliştirip, aynı takımda 11 kişiye kadar da oynayabiliyorsunuz.

faullerde ve penaltılarda kesinlikle tutarsızlıklar olabiliyor online'da.

bir ara ekran paylaşımı yapıp sesli chatte hepsini gösteririm dilerseniz.

hakemlerle ilgili de bir ayar bölümü vardı sanırım friendly modlar için ama emin olamadım, gece bakacağım.

1- Noter çok rahat, biriniz de gidebilirsiniz ölüm belgesi ile ikinizin gitmesine gerek yok.
2- Verasette banka hesabı vs. çıkmaz, veraset var olan malların paylaşım oranlarını gösteren bir tablo gibi.
3- Hayır, ölüm belgesi yeterli.
4- Evet, e-devlet'i çalışmaz şayet ölüm belgesi düzenlendiyse. Bu kısım biraz sıkıntılı, şirket illa da bireysel olarak başvurmanızı isteyebilir iptal için.

Vergi dairesine gidip borçlarını öğrenin, üzerine kayıtlı ev intikal yolu ile size geçecek ve bu iş için ikinizin de tapu dairesine olmanız gerekiyor, bunu organize edin. Bankalarla biraz uğraşacaksınız şayet parası vs. varsa, hazırlıklı olsun.

Başınız sağolsun.

Öncelikle başınız sağolsun. Bildiğim kısımlarına cevap vereyim.

Veraset ilamını ölüm belgesi ile notere gidip alabiliyorsunuz, beraber gitmenize gerek yok, mirasçılarından biri de gidebilir.

E-devlet hesabı kapanıyor.

1. erken değil gidebilirsiniz. adliyede ücretsiz ama dilekçe verirsiniz hemen çıkmaz. noterde ücretli ama hemen çıkar. bence notere gidin.

2. veraset ilamında mallar gözükmez. kişinin varisleri gözükür. yani kimin kaç pay alacağı gözükür mallar gözükmez. tapular için belediyeden sorgulama yapabilirsiniz gitmişken rayiç bedelleri de çıkarttırın lazım olur. e devletten de gözükür kalan tapular. www.turkiye.gov.tr

bu sorgulamaya yapmak için de veraset ilamı gerekli.

3. yalovada arsası/evi tapusu varsa belediyeden yapmanız gereken şeyler var anlatacağım.

4. suyu elektriği kapatmak için ilgili şirkete gitmek gerekiyor. ölüm ilanı ve verasetle gidip kapattırabilirsiniz.



anlatiyim şimdi. önce notere gidip veraset ilamı çıkartın. sonra tapuların bulunduğu belediyeye gidip tapuların rayiç bedellerini isteyin. araba varsa bunun rayiç bedeli de kasko bedelidir internetten görebilirsiniz.

bankada hesapları varsa ilgili bankalara veraset ilamıyla gidip miktarın olduğu yazılı kağıdı almanız gerek.

sonra vergi dairesine gidip babanızın üzerine olan her şeyin bankadaki paralar/tapular/araba vs sizin üzerinize geçmesi için ne var ne yok vergi dairesine bedelleriyle beyanda bulunuyorsunuz. sonra orda size bir vergi çıkıyor bunu ödüyorsunuz.
bu vergiyi ödedikten sonra bankadaki parayı üzerinize alabilirsiniz. tapuları üzerinize alabilirsiniz. arabayı üzerinize alabilirsiniz.

elektrik su vs veraset ilamı ve ölüm belgesiyle kapattırabilirsiniz. ama ilgili şirkete bizzat gitmeniz gerekir. telefon hattı falan da varsa aynı şekilde.


aklıma gelmeyen bir şey varsa sorun cevaplarım. bu arada bütün bu işlemleri bir kişi yapabilir. araç varsa intikal için tüm varisler gerekiyor sadece. aklıma gelmeyen bir şey olduysa sorun cevaplarım. anneniz yaşıyorsa 1/4 pay onun. kalan pay ikiye size bölünür. 3/8 kişi başı. annen yaşamıyorsa ikinize de 1/2.

allah rahmet eylesin. başınız sağolsun.

ek olarak babanız ölmüş iş yerinin 5 iş günü izin vermesi gerekirdi.

Teşekkürler herkese. Dostlar sağolsun.

@jelly
açıklayıcı bilgiler için teşekkürler, zahmet verdim.

3 ek sorum var biliyorsanız?

1- babamla annem yıllar önce boşandı. bu durumda durum nedir? gerçi bizim adımıza bir şey fark etmiyor. sadece annemin de bir yerlere fiziken gelmesi gerekiyor mu kısmı açısından önemli. para mara umrumda diil yoksa.

2- babamın telefon yalovadaki bakıcısında kaldı. (şu an kapalı cihaz.) kontörlü bir hat kullanıyordu. sanırım belli bir yükleme yapmama durumunda zaten kendiliğinden hat kapanır. şu an kapattırmamanın bir kötü duruma yol açma ihtimali var mı? (bankacılık işlemlerinin yapılabildiği bir akıllı telefon değil. tuşlu bişey.
gidip yalovadan alalım mı ya da cihazı illa hemen?

3- ablama (evli değil şu an) maaş bağlanması için gereken işlemi nereden yaptırması gerekiyor?

1. yok boşanmış eş mirasçı olamaz
2. faturasızsa kapanır evet. uğraşmaya gerek yok. ama bakıcıda kaldı dediniz. kullanmadığından emin olun bence.
3. sgkdan yapabilir işlemleri.

ek olarak tapular, tapu dairesinde üzerinize alınıyor. randevu online alınıyor web-tapudan. tapuya bir kişinin gitmesi yeterli.
belediyeye gidin emlak borcu varsa ödeyin. sonra tapu size geçtikten sonra sizin de belediyeye beyan vermeniz gerekiyor.
bunları da eklemiş olayım.
veraset intikal vergisi olayını da 1 kişi yapabiliyor. imza gerekiyor sadece.

ek soru 2- yok
ek soru 3- emekli işlerinin yapıldığı bir sgk'ya gidip dilekçe veriyorsunuz.

ek soru 1'i tam bilmiyorum ama bence önemseyin anlık bir karar verip hata yapmayın (Ben yaptım siz yapmayın :)). Bana ölüm hak, miras helal dediklerinde kızardım, çok pişman oldum.

"ablama (evli değil şu an)"
bu gibi durumlarda veraseti mahkemeden çıkartmak gerekebiliyor
noter yapamazsa söyler zaten

internetteki şablon dilekçeler yeterli, varislerden biri yetiyor başvuru için

forum.turkmmo.com

burada hem yazılı olarak hem de tablo olarak karşılaştırılmalı yazmışlar.

deluxe pakette şunlar var sanırım ek

Oyuna erken erişim
Karanlık Sanatlar Paketi
Karanlık Sanatlar Garnizon Şapkası
PS4™ ve PS5™ Dijital Sürümleri beraber

Pasta gibi miydi yoksa meringue gibi mi?
Meringue gibiyse meringue with apricot filling vs olabilir.

Ama öyle genel bir ismi olan tatlı değil gibi.

meringue yani beze gibi değil, pasta gibiydi kremalı falan.

O zaman acaba kayısılı kubbe pasta (dome cake)/küre pasta gibi bir şey olabilir.
Bence öyle googleda falan bulacaginiz bir şey değil onlarin kendi yaptığı bir şey olabilir.

Yukarıdan bakınca kayısı dolgulu pudra şekerli donut gibi duruyor.
ama pasta dediğinize göre, bu otele özgü bir şey olabilir.

oteli arayıp sormak en güzeli. tabağa bakınca, açık büfe tatlıda yer alan uydurmasyon tatlılardan da olabilir :)

alttaki icine krema basilmis donuta benziyor.
tabak guzelmis hersey var

bir sınıf ya da müzik öğretmeni daha doğrusunu açıklar belki ama kendi tecrübemi aktarayım. çocuğuma spotifydan çocuk şarkı listeleri açıyorum, kırmızı balık gibi yetişkinken duyduklarım da mevcut, bizim zamanımızdaki şarkılar da, bak postacı geliyor, arı vızvız, sar makarayı vs. hepsi de yakın zamanda seslendirilmiş, demek ki hala popi bu şarkılar.

iki yaşında kızımla ayı, nane limon kabuğu, domates biber patlıcan söylüyoruz

Merhaba. Buna aslında saatlerce yazabilirim.

Hem meb'e bağlı müzik öğretmeni, hem koro şefiyim.
ilkokuldaki amatör gruplar veya sınıflarda da, dışarıdaki daha profesyonel ekiplerimde de eskilerin bildiği klasikleşmiş şarkıların da seslendirilmesine özen gösteriyorum. En azından hepsini seslendirmeseler bile, bunları mutlaka dinlemiş olmalılar diye düşünüyorum. Bu sizin dediğiniz jenerasyonlar arası iletişim/diyalog için de güzel. Ayrıca o dönemin çocuk şarkılarının bir çoğunun harika armonileri, piyano eşlikleri var.

Saip Egüz, Cenan Akın, Muammer Sun, Yalçın Tura gibi dev bestecilerimizin eserlerinden mutlaka yollarının geçmesi gerek çocukların. Prozodi anlamında da, pedagojik anlamda da, melodik anlamda da çok güzel eserlerimiz var.

Örneğin:
Kırlara Doğru (provamızdan bir kayıt)
www.youtube.com

Annemize Türkü (yine prova) muammer sun
www.youtube.com

Tüm müzik öğretmenleri aynı şeyleri yapmıyor derslerde, aynı repertuarları da kullanmıyorlar. Hepsinin Meb'in belirlediği "kazanımlar" çerçevesinde işlediği dersler, kendi birikimlerine göre şekilleniyor.
İlkokul 1-2-3-4'ün müzik kitapları var ama oradaki şarkılar bu eski şarkıların tamamını kapsamıyor. İçeriklerinin ne kadar kapsamlı olduğu da tartışılır. Zaten malum, sanata değer verilen bir dönemde yaşamıyoruz, şaşırmamalı.

Bu arada, elbette yeni jenerasyondan, son dönem bestecilerden de çok güzel çocuk şarkıları çıkıyor.

Örnek: Yavuz Durak
www.youtube.com


özetle, tamamen öğretmenlerin insiyatifine kalmış bir şey. bir standart yok.
daha da vahim olanı söyleyeyim.

eğer çocuk koleje değil de devlet okuluna gidiyorsa ve ortaokul bölümü yoksa, okula atanmış bir müzik öğretmeni de olmuyor ve müzik derslerini de sınıf öğretmenleri yapıyor. onların da kulağı olacak daaaa (olmak zorunda değil), çocuk şarkıları repertuarını bilecek deeeee...

maalesef şarkılara gelene kadar genel sanat dersleri anlayışında toptan problem var.

herkese teşekkür ederim.

@la traviata size detaylı yanıtınız için ayrıca teşekkür ederim. linklerdeki tüm performansları dinledim ve üçü de çok güzeldi.

siz bu işin merkezindesiniz ve size katılmamak mümkün değil. fakat yanlış hatırlamıyorsam bizim 5. sınıfa kadar bir müzik öğretmenimiz yoktu. şimdi nasıl bilmiyorum ama sınıf öğretmeni dışında bir öğretmen hiç derslere girmiyordu. bu en temel çocuk şarkılarını da sınıf öğretmenlerinin en azından nesiller arası bağların kopmaması için öğretmesi gerekmez mi?

evet gerekir.

Ben 80'liyim.
İlkokulda 5 sene benim de müzik öğretmenim yoktu devlette o yıllarda. Ama öğretmenimiz müzik dersinde müzik işliyordu. Ve bize onları da öğretiyordu. (Ama şunu unutmamalı ki, bizim öğretmenimizin kulağı vardı. ve ilgisi. hatta beni de ilk keşfedendir.)
Bazı devlet okullarında müzik saatinde müzik işlenmediğini de bizzat biliyorum

Bu arada her sınıf öğretmeninin çok iyi kulağı olmak zorunda değil. Fakat bir yandan da o müzikleri, o şarkıları çocuklarla tanışmaları için iyi kulakları olmaları da zorunlu değil. Yine de bana sorarsanız bu bir uzmanlık alanıdır ve müzik derslerine müzik eğitimi almış kişi girmelidir.

www.do-re.com.tr
Bizimki de aynı 6.5 yaşında yeni başladı. Müzik öğretmeninin yönlendirmesiyle bunu aldık.

linkteki üründe pedal sabit değil. insanı delirtir. oynayıp durur, ayaktan kaçar vs. kesinlikle sabit pedalları olan ürünleri tavsiye ederim.

piyanodan önce tuş hassasiyetli güsel orglar var, onlarla başladaydınız. sıkılıp bırakıyor bir çoğu. yazık piyanoya.

@la traviata; onu yere sabitlemek dunyanin en basit seyi gibi duruyor. yapilamaz mi?

@anti

gelde onu ekibimin piyanistine anlat : ) deliriyor.
bazı günler ana salon yerine, bu dandik piyanoların olduğu küçük alanda çalışmak durumunda kalıyoruz.
o günlerde yere de bantlasan, kabloyu da sabitlesen, diğeri gibi olmuyor. hissiyatı da aynı değil. ben de evimde her ikisini de kullandım.

1 yas kadar kucuk ve piyano ogretmeni tavsiyesi ile www.zuhalmuzik.com alındı. memnunuz simdilik

Dünkü yayındaki adama ben boş gezmem dedi. Korkuyor demek ki ona göre de bir tedbir alıyor.

sasailic +1 dün "boş gezmem" dediğini yayını izledim ben de, zaten bu yüzden sanırım çok kapalı yaşıyor haklı olarak, çünkü muhatap olduğu kişiler bu son yayında olduğu gibi normal insanlar değil, her şey beklenir. sinan dan da herşey beklenir gerçekten

Ülke zaten itten kopuktan geçilmiyor. Müge Anlı’nın kılına zarar gelmesi toplumsal infial yaratır. Kendileri de dikkat ediyordur zaten ama ekstra korunuyordur diye düşünüyorum.

Bu insanlar zaten cok izole, rafine bir hayat yasiyor. Halkin arasina karismiyorlar. eksisozluk.com Kendi semtinde luks restorana, kafeye cikiyordur anca o da planli programli, rezervasyonlu. Mesela fanatikligin, holiganligin kitabini yazmis bir ulkeyiz, it kopuk takimi icin sayip sover, tehdit eder, kufreder karsi takima, hakeme, futbolcuya. Siz son 30 senede disarida dayak yemis, saldiriya ugramis 1 tane kisi hatirliyor musunuz spor camiasinda? Yok, cunku izole yasam.

Seneler önce bir yayında sırf bu sebepten çocuklarını medyadan uzak tuttuğundan fotoğrafları konusunda çok hassas olduğundan falan bahsetmişti. Korumasıda vardır muhtemelen

Şinasi Yüzbaşıoğlu, 10 Nisan 1963 Adana doğumludur. Liseden sonra polis olan Yüzbaşıoğlu, bir dönem Erzurum Emniyet Müdürlüğü'nde ve daha sonra Adana Emniyet Müdürlüğü'nde görev aldı. 2021 yılında İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü'ne atanmıştır. Şinasi Yüzbaşıoğlu, 4. sınıf emniyet müdürüdür.

kadının eşi bu, illa bu anlamda koruma vs. düşünmüştür.

Bu koltukların %90ı ilk oturuşta rahat geliyor. Önemli olan günde 8 saat oturduğunda da rahat geliyor olması. Bunu da deneyemiyoruz malesef. Ancak kullananlardan yorum almak gerekiyor. O da kişinin boyuna kilosuna göre bile değişiyor. Bence uzun süre ekran başında olanların en büyük derdi rahat koltuktur.

Yanlış olmasın, bilgisayar başı home office bir işim yok.

Bilgisayar kullanma kısmı da, ps5 kısmı da keyif için ve günde 3-4 saati pek geçmesi mümkün değil.

1 sene olmadı alalı, 1800'e almıştım. memnunum güzel koltuk.

www.ikea.com.tr

ama bu da iyiye benziyor, benzer bir koltuk:

www.ikea.com.tr

Ben bunu kullanıyorum, baya memnunum: www.amazon.com.tr

En güzel özelliği geniş ve ağır bi koltuk olması. Bağdaş kurup oturabiliyorum, altımdan sağa sola kaymıyor vs.

@pluton

senin linktekini aldım. umarım güzeldir.

Kullanmıyorum ama şu aralar logitech mx keys mechanical bakıyordum ben, linear switch olan (kırmızı sanırım)

1000₺ altı diye ekleyeyim :)

Selamlar,

Şunu kullandım fena değildi açıkçası:

Microsoft QSZ-00012 TR Q Bluetooth Klavye Siyah
www.hepsiburada.com

ben uzun zamandır k380 kullanıyorum. o kadar memnunum ki. piyano üstünde kullanıyorum. kaldırması, taşıması vs. çok kolay ve hafif. sizin aksinize, çok ergonomik ve kullanışlı geliyor. üstündeki 3 ayrı sarı bluetooth tuşu ile ps5 ve mac arası geçiş yapıyorum.
abartı da küçük değil sanki. tabii ki sağ tarafı numeric bir klasik klavyeye göre küçük olsa da, insan kolay alışıyor bence.

k580 aldım memnunum. macbook klavyesi andırıyor hissiyatı.

önermeyeceğim var, microsoft sculpt mobile

kredi kartı şart. depozitosuz olmaz, bi sorun yoksa iade ediliyor zaten ücret.

Depozitosuz araz yuzyuze de kiralayamazsiniz. Kurumsal ve bilinen firmalardan şaşmayin.

Kurumsal firmalarda kredi kartı şart evet. Depozito koymayan firmaya da kesinlikle güvenme derim. Özellikle uçağı kaçırma riskin olduğu için son dakikada ne koparırlarsa kardır diye yapıştırırlar.

NovaCar'dan kredi kartı ile ayırttım. Teşekkür ederim.

Sen cakiyla delikanlilik yapmaya calisirsin o silah cikartir olan sana olur. Karsindakiyle bogusursun yanlislikla sah damarina denk gelir katil olursun.

Ne gerek var durduk yere olmeye oldurmeye kayan senin hayatin olacak

eşinizle ve çocuğunuzla trafikte sorun yaşamayın. yüzde yüz çalışıyor, denendi.

hatalı mısınız? özür dilerim diyip geçin.
hatalı karşı taraf mı? kusura bakma kardeş diyip geçin.

değmez bu ülkede. bok yoluna gidersiniz.

Karşınızdaki insanı çakıyla yaralamaya çalışırken eliniz o çakıdan öne kayacak, çakı tam olarak vucuda saplanamayacak ve kendi elinizi kesmiş olacaksınız. Karşınızdaki kişide de silah varsa sizi vuracak. Her tartışmaya karşınızdaki insanda silah varmış gibi hareket edin.

bende tüm yazdıklarınız gibi düşünüyorum ancak yukarıda bi duyuruda çakı lazım vs demişler kafam karıştı. ben cezaevinde çalışıyorum kendini adam sananların hepsi içerde zaten. valla kafam karıştı.

Çakı sakat bi gereç hiç lüzum yok. Taser falan gibi pasif bişey bulundurun bari en sıkıntılı anda kullanmak için.

Ama hanım ve çocuk varken diğer arkadaşların dediği gibi sığırda bile haklıyken kusura bakma demek en mantıklısı gözüküyor.

bibergazı iş görür
kan dökmeye dökülmeye gerek yok

dostum hiç gerek yok. elindeki en iyi silah zaten araba. bir terslik olursa üstüne sür geç. arabadan inmek bu ülkede intihar demek.

1. Trafikte asla kavga etmeyin
2. Trafikte sıkıntılı herkese yol verin
3. Trafikte kimseye el kol hareketi yapmayın, camı açıp bağırmayın
4. Trafikte asla kimseyle tartışmayın
5. Trafikte asla tartışmak için araçtan inmeyin, camı açmayın

Yanımda sürekli çakı taşırım, ama her an bir yerde bir kesme işi için lazım olur diye taşıyorum.

Eğer benim dediğim gibi taşıyacaksanız önerim kısa namlu ve sustalı olmayan bir küçük çakı olsun. Namlu boyu 5-6 cm yeter, sustalı taşımak suç zaten. (merak ettim ölçtüm benim bıçak namlusu 8 cm)

Ben kavga amaçlı değil ama vida açma, somun sıkma gibi işlerde lazım olur diye çok amaçlı makas taşıyorum. İstersen makasın bir tarafını çıkarıp saplayabilirsin.

www.hepsiburada.com

sebirox şampuan & advantan M losyon
denemenizi tavsiye ederim

Vichy dercos 10 yıllık serüvenimi bitirdi. İlk seferlerde 2 güne bir sonra haftada bir sonra ayda bir Şuan sadece atak dönemlerinde.
Bağırsak falan bilmiyorum ama şunu fark ettim, stresli zamanlarda ve pizza gibi hamur işlerde, fast food kızartmaları atak dönemini başlatıyor.

iç hastalıklarla ilgili mi bilmiyorum (bildiğim bir bağırsak sorunum yok) fakat mevsim geçişlerinde azdığını biliyorum. Benim de şu sıralar arttı. Bu hormonal bir şeyden mi oluyor yoksa havadaki nem oranı değişiyor o mu etkiliyor bilemem.

Neutrogina T-Gel işe yarıyor bende. Sakalım için çözüm bulamadım ama (çok umrumda da değil)

Yediklerinden oluyorsa git doktora uygun görürse bir antihistaminik hapına düzelirsin. Değilse Vichy dercos öneririm ama genel olarak kafaya taktığında çoğalıyor, stresli olmadığın bir dönemde kendiliğinden geçiyor. Yıllardır uğraşırım bu meretle.

Süt ve süt ürünleri de etkiliyor 1 ay kesmenizi öneririm. Özellikle peynir.

Dışardan yemek yiyorsanız, ne yerseniz yiyin yağı vs dokunuyor olabilir. Ben dışarıdan yemeyi kesince ishalim gidiyor.

Sonra maya dokunuyor olabilir. Mayalı alkoller, tam tahıllı da olsa, çavdar da olsa glutensiz de olsa ekmek bu gruba girer.

Et ürünleri dokunuyor olabilir. Özellikle kırmızı et. Aslında yalnızca kırmızı et dokunabiliyor. Bunu deneyebilirsiniz.

Paranız varsa holistik bir doktora görünün. Çünkü beden cidden bir bütün.

İshal konusu önemli. Vücudun elektrolit dengesini bozarsın. Kötü şeyler gelir başına. O konuyu ihmal etme. İyi bir doktor bul.

Seboreik dermatit ilaçlarının neredeyse tamamı yan tesiri çok fazla olan ilaçlardır. Bu ilaçların ve şampuanların deriyi inceltici ve daha da korumasız hale getirici özelliği vardır. Tamamen geçirici tedavisi olmayan, zaman zaman alevlenen bir hastalıktır. Alevlenme esnasında ilaçla alevlenmeyi sönünümlendirmek, daha sonra başka bir grup ilaçla yeniden alevlenme zamanını mümkün olduğunca geciktirmek gerekir. Bu işlem için de bilinçli ilaç kullanımı, yani hekim kontrolü gerekir.

vichy dercos benim de uzun süreli saçla ilgili sorunumu komple çözdü. kesinlikle bir kez kullanın ve 1 aylık süreçte değişimi görün. en azından deneyin.

yüz bölgesinde de hametan ve travazol kullanmıştım başta değişmeli doktor tavsiyesi ile. sonra travazol u bir zaman sonra bıraktım. çok nadiren hametan kullanıyorum. yüzde 70-80 oranında rahatladı, tamamen yok oldu diyemesem de o çok büyük kızarıklıkları giderdi.

baharattan uzak dur demişti bir doktor.

bir yazar ise, her şeyi denediğini ama sorunun istanbul şebeke sularından kaynaklandığını keşfettiğini, dolayısıyla duş başlığına filtre taktırdığını söylemişti ve bu konuyu çok heyecanlı anlatmıştı.


ama ben bu halimle tüm vücudumda gerçekten yüksek oranda hallettim diyebilirim. baskılıyoruz en azından.

vichy dercos+zaman zaman ketoral

10 yıl çektim, carnivore olduğumdan beri tamamen geçti. 2 yıldır bir kez bile tekrarlamadı, hep stresten stresten diyip duruyorlar ama bu son 2 yıl hayatımın belki de en stresli dönemiydi ayrıca. ne yüzümde/ellerimde dermatit kaldı ne saç derimde/kaşlarımda kepek kaldı... daha geçen ay görmüştüm benzer şekilde dermatitim geçti diyenleri www.reddit.com daha önce de çok gördüm carivore diet ile çeşitli sağlık problemlerinden kurtulanları.

2 yıldır özel bi krem veya şampuan da kullanmıyorum, eskiden kortizonlu kremler dercos h&s clinical strength ketoral, coresatin vs. derken bulabildiğim ne varsa denedim hiçbiri kalıcı kesin çözüm olmuyordu.

bende 15 yıldır var, zaman içinde azaldı çok şükür ama hala var.

süttü, domatesti ottu boktu alayı traş. keza sirke de... bağışıklık sisteminin güçlü olması lazım. düzenli egzersiz, d vitamini, çinko takviyesi, koenzim q10... bunlar mühim. bu genetik bir hastalık. kişiden kişiye göre atak sebepleri farklı ama hep varlar, olacaklar.

şimdi coresatin sarı kutu alıyorsun (kortizonsuzdur kendisi), yatmadan önce sürüyorsun saç derine, uyandığında vich dercos ile saçını yıkıyorsun. her gün veya gün aşırı bu işlemi uyguluyorsun, sonra da bana dua ediyorsun. :)

kortizonlu kremlere bulaşmamanı tavsiye ederim. hepsi kısa süreli çözüm, uzun vadede daha çok zararı var. he, benim dediklerim de kısa süreli ama en azından zararsız.

En güzeli dolu depo ile başlanır iş bitince depo doldurulur

km*1.5 tl yapabilirsiniz.

@kisa

onu yapma şansımız yok zira belki adamın çeyrek depo benzini var. hadi doldur öyle hesaplayalım diyemeyiz, zaten gönüllü yapmak istediği bir şey. biz zorla vereceğiz.

150-200 tl yeterli maksimum anlaşıldı.

200 lira uygundur.

Bu Gibi durumlarda aracın deposu fullemek en doğru olanı , sonuçta aracın yıpranma payı vs var işin içinde
Fazla vermek kaybettirmez her zaman kazandırır.
Tabi ki mümkün mertebe

200 lira uygundur

Bu iş samimiyetinize bağlı. Araç sahini ile can ciğersem yaktığının %20 fazlasını koyardım. Yok ortalama samimiyet varsa yaktığı x2 koyardım ki sonradan akılda pürüz kalmasın.

Ortalama dolu transporter 100 Km.’de yol durumuna da bağlı olarak yaklaşık 8-9 litre akaryakıt tüketiyor. Siz yaklaşık 80-100 Km. yol yapacaksınız, bu durumda yakacağı zaten 225 Tl. Ben olsam milimetrik hesaplamaz 300 koyar geçerdim.

e-5'den yakıt 200 civarı tutar. ancak amortismanı da düşünerek yakıt x 2 vermek uygun olur.

çok anladığım bir konu olmamakla birlikte aynı durumu birde kulaklıkla deneyebilirsiniz, hoparlör kaynaklı bir sorunda olabilir.
Yada varsa usb kayıt özelliği ile deneme kaydı yapıp , bilgisayarda çalabilirsiniz. Bunlar sorunun neden kaynaklandığını anlamada yardımcı olabilir size.

@mrctrk

denemiştim. yine de patlıyor.

antalya her meslek grubundan insanın rahatlıkla ve severek yaşayacağı bir şehir bence.
fakirinden zenginine...
tek sorun çıldırmış kira mevzuları.

Rahat etmek istiyorsa özel ders vermeli bolca.

manavgat tavsiye edilir güzel bir ilçedir, masraflara ortak bir ev arkadaşı ile gayet güzel kalınır bence

Antalya merkez şu an kira açısından çıldırmış durumda. Tabii bunın etkisi tüm yaşam süreçlerine yansıdı. Biz karı koca çalışıyoruz ama zamanında oturduğumuz evi almamış olsak mevcut muhitimizde yaşayamayacakmışız.

Yaşam standartı beklentisi önemli bu aşamada. Bölge bölge yaşayabilir demek daha makul.

Eserin Adı: Wiegenlied
Besteci:Brahms

Guten Abend, gut' Nacht
Mit Rosen bedacht
Mit Näglein besteckt
Schlupf unter die Deck:
Morgen früh, wenn Gott will
Wirst du wieder geweckt

Guten Abend, gut' Nacht
Von Englein bewacht
Die zeigen im Traum
Dir Christkindleins Baum
Schlaf nun selig und süß
Schau im Traum 's Paradies

www.youtube.com

Çocuk korosunda Akm'de seslendirdiğimiz eserlerden biriydi.

Bir tatli uyku bak bekliyor gel seni.
Uyuyunca melekler, oksayip oper seni.

Haydi yat biricik yavrum yat uyu.
Emelim, nesemsin, sevincimsin benim.

Sen uyurken yaninda umitlerle beklerim.
Haydi yat biricik yavrum yat uyu.

şeklinde Türkçe de söyler korolar.

"ele güne karşı yapayalnız böyle de olmaz ki!" gibi geldi kulağıma.

göksel'in "sabır" şarkısının
"köle miyim ben aay, gel deyince geleyim" melodisi var burada.

www.youtube.com 47. saniye

sizin videoda 21. saniye

parno graszt linki görünce şaşırdım doğrusu. bu şarkıyı da 50 defa dinlemişimdir herhalde. hiç çağrışım olmamıştı, yine olmadı bende. verilen örneklere de benzemiyor bence.

evet, "köle miyim ben aa aa aaayy" geldi herhalde bana da.

çok teşekkür ederim - m e b, la traviata

ps5, ps4 ve xbox series s kullandım.
hepsini sattım ve son tahlilde ps5 kullanıyorum.

ps4'ü elerdim, sonuçta kaç yıl öncenin teknolojisi ve hızı.

ps5 kolu ile daha rahat ediyorum ben.
ama xbox seçilecekse, daha az kapasiteye sahip olan ve daha az çözünürlüklü olan xbox series s yerine xbox series x alırdım.

xbox game pass ve playstation plus'daki bütün oyunları kontrol edip, hangisi size yatkınsa seçmek de bir seçenek.

cod ile ilgili bir fikrim yok.

ben ps5 derim ancak cod ile ilgili fikrim yok

online bahşişin gitmediğine dair herhangi bir haber, belirti vs. var mı?
eğer öyleyse o kadar kazık yemişiz ki.

@aman

böyle parayla ilgili şeyleri pek insanlara konuşamıyorum. yolladığımız bahşiş size geçiyor mu denir mi adama?

varsa sorabilen, benim için sorsun ilk siparişinde :)

işte nakit para genelde taşımadığım için yalan söylemek olur o.

yalnız yolladığımız geçmiyorsa veya tamamı geçmiyorsa büyük skandal diil mi?

biri sevabına soruversin.

ekşi’de şöyle birşeyler yazılmıştı

eksisozluk.com

Ben elden veriyorum. Kdv ve gelir vergisi kesiliyordur diğer türlü.

ohaaa
al işte

@northern

tahmin etmiştim işte. türkiye burası. nasıl gözümden kaçmış o başlık.
rezalet gerçekse eğer.

Tiktokta bir kurye uygulamadan kendine 100 lira bahşiş atıyordu. Getir baya bi kesiyordu. Üstüne bir de vergi falan da kesiliyordur muhakkak. Bu bilgiyi öğrendiğimden beri elden veriyorum bahşişi

bu bahşişi vermeyin. bahşişten gelir vergisi kesiliyor bildiğim kadarıyla. en temizi her zaman nakit vermek.

Çünkü şöyle bir laf kullanıyolar her seferinde.

"Süre 0'ı gösterene kadar tabak sizin, 0'dan sonra tabak bizim"

Yani onlara ait olan bir şeye başkası müdahale edemez. (süslemek, temizlemek, yemek, bir şey eklemek vs. vs.)
Bunu hem bir kural, hem de bir görgü gibi düşünebiliriz.

Tamam ama bunun bir mantığı var mı? Yoksa sadece onların kuralı mı?

Yanılmıyorsam 2 sene önce benzer bir konu olmuştu.

Bazen şefler emin olmadıkları için tekrar tatmak isteyebilirler.

İlk tattıkları zaman çoğu yendi diyelim yemeğin, o sırada yarışmacı kalanı yerse veya tadılması gereken özel bir kısmı bitirirse diye belki böyle bir kural getirmiş de olabilirler.

ha, aşçılar dünyasında bu genel kural mı bilmiyorum. Bana çok mantıksız gelmiyor. Zira bir restoranda da yemeği hazırlayan kişi, ancak hazırlama aşamasında "olmuş mu tadı... tuzu yerinde mi" diye tencereden bi bakar.. yemeği tabakladıktan sonra tabaktan tadına bakmaz?

* bir blog açıp sinema yorumları yapabilirsiniz kendinizce.
* bir youtube kanalı açıp fimlerle ilgili bir şey yapabilirsiniz.
* evde istediğiniz bir enstrümanı öğrenmeye başlayabilirsiniz.
* çizim öğrenebilirsiniz yavaş yavaş ve sevdiğiniz film karakterlerini çizebilirsiniz.
* bir fotoğraf makinesi alıp stop motion filmler yapabilirsiniz.

kurs vs. demiyorum zira kendi kendinize bir şeyler yapmak istiyormuşsunuz.

izlediğin tüm filmlerin listesini kaydedebilirsin.

İlgi duyduğun bir alanda içerik üretmek, insanlarla etkileşime geçmek her zaman keyiflidir. Mesela filmhafızası gibi organizasyonlar biraz böyle doğmuş.

Kendiniz instagramda filmleri yorumladığınız bir sayfa açabilirsiniz en basiti bu.

Onun dışında "hobi bulayım" diye hobi bulmak zor. Çünkü zaten bir konuya ilginiz varsa o konuya eğilirsiniz.

Bence udemy'e girin, bütün kategorilere bir bakın. Özellikle ingilizce kurslara. Mutlaka bir tanesi ilginizi çeker. Programcılık, grafik tasarım, müzik, sosyal medya...

yılların uyku öncesi düşünürüyüm. bana çok normal gelmedi sizinki.
psikoloğa gidince altından bir şey çıkabilir.

örnek verebilir misiniz?

Kutuyu onların açması ve cihazı onların kurması önemli.

Cihazda kırık, bozuk bir yer var mı?
Kumanda çalışıyor mu?
Ölü piksel var mı?
Garanti Belgesi - kaşe vs. tarihleri doğru girilmiş mi?

Kulaklık çıkışı 6mm amfi jackı gibidir onu 3.5mm’ye dönüştüren adaptör + 3.5 to 3.5mm kablo ile herhangi ses kayıt cihazına giriş yapıp kaydedebilirsin. Fakat bu sefer kendin duyamazsın monitoring için ya bağladığın cihazdan çıkış alman veya belki o kulaklık girişini çoklaman gerekebilir.

Fakat elektronik piyanolarda konser için stereo out vs varsa daha rahat oradan çıkış alırsın kulaklıkla dinlersin

En iyi şekilde "iyi ses kartı + daw programları + güzel piyano plug inleri" ve bilgisayara usb-midi klavye bağlantısıyla alırsınız.

Sizin durumunuzda jak bağlantısıyla bilgisayarda audio kaydı yaparak,
veya jak kablosu ile yine ses kayıt cihazları ile yapabilirsiniz. (zoom h4n vs. gibi mesela)

ama midi ile yaptığınız kayıtlarda nota yanlışlarınızı düzeltebilir, şarkının herhangi bir yeri ile oynayabilir, nüansları değiştirebilirsiniz.
jak bağlantısı ile bunları yapamazsınız.


Piyanoyu hiç bir şekilde kablo ile bir yere bağlamadan da dediğim kayıt cihazları ile yapabilirsiniz ama bu sefer tuş seslerinden başka seslere bir sürü farklı ses de kayıtta duyulabilir. Bunun bir dezavantajı da, piyanonuzun hoparlöründen çıkan sese sadece mahkum kalmanızdır.

once enstrumaninizin marka modelini belirtseniz ona gore dijital kayit alip alamadiginizi anlasilir.

eger dijital olarak aktaramiyorsaniz zaten line out ile ve bir ses karti yardimiyla direkt bilgisayardan kaydedebilirsiniz.

edit: eger ustte belirtilen plugin yolunu tercih edecekseniz, klavyenizi USB Midi yardimiyla bilgisayara baglayip, DAW icerisinde kullanacaginiz herhangi bir sanal enstrumani da rahatlikla kaydedersiniz.

esas isteginiz kendi piyanonunuzu kaydetmekse farkli, eger tusenizi kaydedip herhangi bir sanal enstrumani calmaksa farkli yontemler izlemelisiniz

@idexo Roland rp102

Gm 21 pro

www.epey.com

Anneme galaxy a12 aldık. 128 mb. Gayet mutlu aylardır.

Ben soprano ukulele bakarken tenor ukulele hediye gelmişti. Sesi daha gür ve güzel bence.
Hatta sahibinden'e ilan koymuştum.

www.do-re.com.tr

www.sahibinden.com

bu ukulelede sevdiğim şeylerden biri de jak bağlantısı olmasıydı.

Midex, Mahalo.

Gördüğü şey camgöz muhtemelen insana saldırmaz zararsız fakat yüzerken görsem ben de korkarım

Köpekbalığına gelene kadar daha sık görülen saldırgan balıklar var. Müren mesela.

ben cocukken kilic baligi cok olurdu, fethiye'de.

Ege'de ben uzun yıllardır böyle bir olay yaşandığını duymadım.
Her yaz ege'deyim.

@nvidia

haklısın fakat müren'i daha çok diplerde ve kayaların arasında diye biliyorum

marmara'da bile denk gelebilirsiniz.

Bizim buralarda camgözler çok oluyor. Bunlar plankton falan yer.

TAbii türkiye sularında da geçmişte köpekbalıklarının insana saldırdığı olmuş nadiren de olsa. Marmara'da bile.

Sonuçta büyük beyazlar bizim sularda da geziyor. Ege'de falan açıklarda denk gelme ihtimalinizi var. Edremit'te balıkçıların büyük beyaz köpekbalığı yavrusu yakaladığı olmuş yakın zamanlarda bile.

Bu konuda hakan kabasakal diye bir bilim adamımız epey araştırma yapıyor. Türkiye'de bu konuda en bilgili isimlerden biri.

Simge geliyordur da, siz xbox ayarlarında sesi kulaklığa ver vs. gibi bir yer varsa belki orayı seçilmemiştir de, tv'ye vermeye devam et gibi bir şey seçilidir? ses ayarlarına bir baksanız?

Evet
Bir de diğer insanlar kaçıyor

yamalı veya orası burası kırık tonla taksi var trafikte. gayet de yapıyorlar.
istediğiniz kadar tecrübeli olun, tüm iş gününüz trafikte geçiyorsa kazaya daha yakınsınız.

www.cumhuriyet.com.tr

şu kazanın benzerini yaşadım. maalesef özellikle gece taksiye binildiğinde şoförü mutlaka konuşturmak gerekiyor.

Hocam adamlar günde 15 saat araç kullanıyorlar o kadar süre uzay mekiği pratiği yapsalar bırak kaza yapmayı Mars'a giderler.

Kaza yapıyorlar. Ben geçen yaz bindiğim takside kaza yaptık, adam uyudu direksiyonda gündüz vakti.

bir akrabamızın komşusu geçenlerde kendi hatasından kaynaklı sağlam trafik kazası yaptı, kırılmadık kemiği kalmadı. kadıköy'de yolda yürürken yine bir başka kazaya bizzah şahit olmuşluğum var.

kısacası gayet yapıyorlar hatta hem (çoğunlukla) dengesiz sürüşlerini hem de sürekli trafikte olmalarını hesaba katarsak muhtemelen fazla fazla yapıyorlardır... ihtimali düşüren bir etmen genellikle şehir içinde ve dolayısıyla düşük hızda araç kullanmak zorunda olmaları; yani nadiren 90-100 üstüne çıkabildikleri için manevra alanı daha geniş, boş yolda 120'yle yardırıyor olsalar o tip kazaları daha çok duyarız.

Taksici ve minibusculerin kaza yapmamasinin nedeni etrafındakilerin onlara caprmamak icin esktra caba göstermesi. Ozelikle minibüsçüler, allah ne verdiyse daliyor adam, bakıyorsun devam etsen carpisacaksiniz en son sen fren yapiyorsun minibuscu geciyor.

Stavro+1 ben taksici görünce her an her şey bekliyorum. Trafiğin doğal akışının bozulacağını bilip ona göre hareket ediyorum ve öyle de oluyor.

Taksicilerin kaza yapma istatistikleri bir kenara kazaya sebebiyet verme istatistiklerinin olduğu bir yer varsa merak ediyorum aslında.

Yapıyorlar hocam birkaç senelik taksilere bak sağı solu hep macun, kırık, bagaj kapağı iple bağlı, teker yalpalıyor vs. bir dünya kusur var araçlarda.

Bir keresinde bindiğimiz bir taksinin tekeri yamuktu, düşük hızlarda yengeç gibi gidiyordu araç. Hızlanınca düzeliyor dedi eleman asdsgfdf. Neyse ki mesafe kısa, saat geçti de başımıza bela almadan kurtulduk o araçtan.

Bir de @stavro'nun dediği gibi herkes aha taksici kesin bir bok yiyecek diye çok daha defansif sürüşe geçiyor.

Gönül istiyor ki şu videodaki abi gibi ulu orta girelim bunlara ama olmuyor işte: www.ahaber.com.tr (Ah*ber linki için özür başka yerde bulamadım)

"sakınılan göze çöp batar" derler, biz binbir zahmetle aldığımız aracımızı çalı çizse ciğerimiz yanıyor ama taksi şoförlerinde durum biraz farklı, öncelikle neredeyse tüm taksilerin sahipleri ve şoförleri farklı kişiler adam memur gibi aracı kullanıyor araç kendinin değil, araçlar kaskolu, sigortalı bir de zaten mafya vari hepsi trafikte iki şeyden kaçıyor millet 1. Taksi, 2. Dolmuş yani trafikte bir nevi dokunulmaz gibiler gözü kara hareket ediyorlar bir anda senin önüne kırıyorlar neden? çünkü bir kazaya karışsan en çok dert senin başına patlar onların başına bir şey gelmez (bkz : dolmuşçular odası, taksiciler odası).

Özetle taksiciler ve dolmuşçular rakipsiz oynayan oyuncu gibidir trafikte, kimse onlara bulaşmak istemediğinden kazaya senden benden daha az karışıyorlar. Hiç kaza yapmıyor değiller ama normal araç kullanıcılarından daha az yapıyorlar.

Şöyle bir örnek vereyim, çoğu araç sürücüsü, kendisine yanlış yaptığı sürücünün peşine düşer, korna çalar, hırs yapar vs. Sen hiç birinin taksici ya da dolmuşçuya aynı şeyi yaptığına şahit oldun mu? Olamazsın çünkü adam bir anons çakar anında yolunu kesip radyatörü monte ederler bir yerine işte o yüzden dokunulmaz gibiler trafikte.

Özelde yaparsınız da, devlette zor : )

yine de imkansız diye bir şey yok ülkemizde.

Sabaha karşı 4'te falan sıra olmaya balıyor millet.

bayrampaşa devlet te ben gittim. Hatta babamda dün gitmişti randevusuz. ama tabiki sabah 8 falanda gitmen lazım.

Bakmadan'dan kastınız metne bakmadan ise tabii ki var.

Bunun yolu, yazıyı kendi yazınız gibi içselleştirmekten geçiyor. Sanki sizin kendi yazdığınız bir yazıymış gibi.
Ve kısımları hikaye şeklinde birbirine bağlamanız.

Genelde sunuculat/anlatıcılar hatırlatma kelimeleri, kalıpları da kullanıyorlar ve ara ara bakıyorlar. Mesela Üstün Dökmen hoca bazen öyle yapar. Minik bir karta sadece hatırlatıcı şeyler yazar ve uzuun uzun konuşur, arada bakar.

Sizinkinin kelime kelime aynı mı olması gerekiyor? Yoksa arada bazı kelimeler değişebilir mi? Eğer evetse işiniz daha kolay.

Ayna karşısında geçin anlatın tekrar tekrar, belli sayıda okuduktan sonra.

Metni okurken sesinizi kaydedip sonraki tekrarlarinizi kayidi dinleyerek yapabilirsiniz.

Gecen kafamda hikaye olusturarak konustum arkadaslar. Aİmdi metin daha buyuk yer mi bakicam artik. Cok tesekkur ederim yardiminiz icin.

convertio.co

bu tarz eps-psd online çevirici siteler işe yaramıyor mu?
bildiğim bir alan değil sadece işinizi kolaylaştırır mı diye sorayım dedim.

@la_traviata

maalesef işe yaramıyor. tek parça resme dönüştürüyorlar dosyayı. ben metinleri vs düzenleyebilmek istiyorum.

affinity publisher diye bir programda çevirdim (işe yarar mı bilmiyorum). ÖM ile gönderiyorum.

Ben bu tip görsellerin düzenlemesini Adobe Acrobat'ta yapıyorum. PDF'i düzenleye basıyorum sağdaki sekmelerden, metinleri tarayıp düzenletiyor. Fontlar bire bir tutmayabilir ama onu ayarlarsın nasılsa.

edit: denedim ancak metinlerin çoğunu acrobat da okumuyor, online bi illustrator sitesinde açtığımda da metinleri görsel olarak algılıyor.

belki şunu yapabilirsin. eps'yi online olarak açıp metin layerlarını silip üstüne sen photoshopta istediğini yazabilirsin. ben bir deneyeceğim. becerebilirsem atarım buraya.

edit 2: şunu bi dener bakarsın işini görüyor mu diye. işteyim bu kadar çözebildim.

drive.google.com

Aretin yeri

Akın Balık vardı, biz severdik. Karaköy

Beyoğlunda Salkım Meyhane.

Genelde müdavimlerin gittiği, kadın erkek oranının neredeyse her zaman eşit olduğu, açık havada içebildiğiniz, çok samimi ve fiyatları belkide Beyoğlu'nun en uygunlarından biri. Çok daha iyi mezeleri olan, çok daha iyi manzarası olan mekanlar bulabilirsiniz ancak salkımda sizi düdüklemeyeceklerine, ve ortamdaki hiçkimseden rahatız olmayacağınıza emin olabilirsiniz.

www.instagram.com

Aret'in yeri +1

Mukellef karakoy

Akin balik da vardir ben cok severdim ama herkes sevmeyebilir

çukur meyhane vardır benim favorim. menüde yazanın 1 lira üstü gelmez. ana yemekleri de fena değildir ama mezeleri çok çok iyi. mezeler 25 liranın altındaydı en son 1 hafta önce gittim. 100'lük rakılar da 500 civarındaydı. sürümden kazanan bir meyhane. sokakta da masaları var mekanın içinde de. hava iyi olursa mutlaka sokakta oturun çok keyifli oluyor.

Beyoglunda, tarihi cumhuriyet meyhanesi guzeldi.

Kamp lambaları ?

Belki bu tip bir sey.

www.thecompany.com.tr

@divit

bu hem ağır, hem de çocukların sahnede hep bir şeyleri düşürme meyilli olduklarını düşünürsek çok ses çıkartabilecek bir şey olur.

Bir de durum şu ki, bu 5 parçalık bir konseptin 3'üncü parçası. İlk 2 şarkıda gözükmeyecek ve sonradan ortaya çıkacak bir şey olmalı.

@freebird

kamp lambası nedir tam olarak bilmiyorum. cehalet : ) bir google'layım bakayım.

edit: baktım şimdi. divit'in gösterdiği gibi bişeymiş sanırım.

onu hem 20 dk. boyunca taşıması + ilk 2 eserde gizlemesi zor. ve düşme ihtimali var. bir tık daha minimal bir şey lazım.

Hocam selam, valla bitmiş halini görünce bir sevindim. Böyle de gayet güzel olmuş.
Eğer bu aradığımız şeyi çocuklar hareket ettirecekse her halukarda senronizasuonluk olur gibi düşünüyorum:/

Kafa feneri veya bu mantıkta bişey olabilir. Direkt kafa feneri veya basit bir fener/okuma lambası saç bantı gibi takılır. (Kafa hareketi en garantisi ve kolayı olduğu için saç bantı diyorum)

Neon boyalar var, karanlıkta aşırı parlayan. Avuçlarını boyasalar iyice süper durur. Hem stop olacaksa avuçlarını aç kapa yaparlar. Bu da bir çözüm. Şimdi örnek atamıyorum ama bakarsınız zate, baya parlak ışıl ışıl duruyor. Ellerini boyamak yerine boyanmış bir nesneyi ellerinde de tutabilirler.

Bir de yine
Gece kitap okuma gözlüğü/ yılbaşı tacı vs vs böyle şeylerde kulnanılan basit pilli bir ışık mekanizması oluyor. Şunlar işte
www.gittigidiyor.com

Mekanizması için alınıp başka bişeye dönüştürülebilir.

@la traviata

Hocam şu tarz pilli led kamp lambaları 4 tarafa da ışık veriyor, toptancıda ya da tahtakale denen yerlerde fiyatı daha uyguna bulunur

ty.gl

Glow stick olur mu? Biraz kalitelisi tabii

www.askermekani.com

30 liralara kadar bulunabiliyor. 40 tane alırsan 1200 lira falan eder.

tavsiyem şarjlı led ampul. bi elektrikçiden 7w ya da 9w olanın kolisini uygun fiyata alırsınız 2-3 saat ışık verir. seyirci de 180 derece ışık görmüş olur.

@free

bir tanesi için 60 tl çok pahalı gibi. Ben 40 feneri + 120 kalem pili 700-800 liraya aldım zira.

@rewlack

teşekkür ederim öncelikle.
bir görsel sanatlar öğretmeni arkadaşım neon uzmanı aslında : ) onu düşünmüştüm fakat hem diğer şarkılarda gözükmemesi lazım o neon'un. hem de neon'un kendini göstermesi için bildiğim kadarıyla florasan tarzı ışıklar gerekiyor çocuklara vurması gereken. oysa biz bu şarkıda komple tüm salonu karartıyoruz.


bu arada senkronizasyonluk değil sorun, açı farkından dolayı karşıya giden ışık hüzmelerinin parlaklık farkı.
ben senkronizasyonu sıradaki festivalde tutturucam, beni ayna gibi kullanacaklar zira. ama 1 derecelik bir açı farkı bile sorun oluyor. o yüzden 360 derece ışık veren bişey gibi olmalı. (mum mantığında atıyorum)

floydian ve alperz

bu stickler güzelmiş. ama çok uzunlamasına ışık veriyor. burda olay daha dairesel veya küçük boyutta bir ışık olması. (kar efekti gibi yani)

bunların daha minik halleri var mı acaba?

şarjlı led ampül de güzel fikirmiş ama öncesinde çocuklar onu nasıl saklayacak. ceplerine sığmaz.

Bu attigimiz kamp lambalari ufak aslinda, altinda 2 tane ince kalem pil var agirlik o kadar iste.

Ama tabi cebe falan sigmaz.

Bu kadar parlak degil ama ledli mumlar da is gorur titremesi sorun degilse. Parti malzemesi satan yerlerde var tam avuca sigar, her acidan gozukuyor.

www.trendyol.com

divit

bu pantolon cebine sığar mı sence rahatsız etmeden?
sanki tam lazım olan şey bu gibi duruyor.

Divit'in son attığı linkteki mumlar tealight mum boyutunda. Cok ışık vereceğini düşünmüyorum. Bir milyoncularda olur görerek almanızı öneririm.

Biraz sivri ama sigar bence.
Yalniz isigi zayif onlarin, is gorur mu emin degilim denemek lazim.

Tabi eli yatkin biri tepelerini sokebilir baska led takabilir.

tüm olasılıkları düşündüm ve ağırlık - cebe sığabilirlik ve ışık gücü açısından el fenerleri ile devam etmeye karar verdim. fakat bir farklılık yapacağım. hepsi aynı yöne fenerleri tutmak yerine çocukları sahneden, sahne ucuna seyirciye doğru yürüteceğim ve farklı seyircileri random bir şekilde göstermelerini sağlayacağım fenerlerle. finalde de birbirleriyle bir bütün olmuş bir şekilde seyirciye doğru üfleyecekler.

abi fenerlerin önüne yağlı kağıt koysan daha güzel olabilir sanki. daha dağınık ve yumuşak olur ışık belki. bir dene bakalım karanlıkta telefon kamerasıyla çekmeyi.

Ben de fenerlerin üzerine pinpon topu koyarak denemeni öneriyorum, evde bi deneme yap :) ışık yeterince güçlü ve plastik inceyse topu bir ışık küresine çevirebilir :)

yağlı kağıdı deneyeceğim yarın ama pinpon topu saçma olur olsabile zira artık cebe sığmayacak veya garip gözükecek bir hale gelir sanki.

Acıbadem eğer sayılırsa ben aylarca EuroGym'e gitmiştim. Çok ferah ve kaliteli idi o zamanlar. Ama üzerinden pandemi geçti, ne oldu ne bitti bilmiyorum.

Acıbadem - shaba

Çamlıca Universe.

Ben memnunum.

tekneyle karşıya geçiriyorlar sabahları, oralar daha sana uygun gibi koylar bulabilirsin. sığ ve yürüyerek rahat girebileceğin yerler var. paralı beachler elbette.
yatar güneşlenir sonra dilediğin gibi girip çıkabilirsiniz.
yüzme işini ihmal etmeyin,

biraz yol çekmek şartıyla patara'ya gidebilirsin. kumsal ve suyu sığ.

oraya gidemem dersen kaputaş da olabilir. ama çabuk derinleşiyor ve kum değil çakıl plaj.

üstteki arkadaşın dediği yer limanağzı. oraya da gidebilirsin. en rahat nuri'nin yerinden girebilirsin.

sizin olayınız "limanağzı"
tüm günü dediğiniz gibi geçirirsiniz
pis de olmaz.

limanağzı ve patara +1

limanagzina gidin

steamcommunity.com

şurda aynı problem olmuş.
bir virüs, adware vs. programı kaynaklı olabilir demiş o örnekte. sorunu yaşayan kişi de onu ya silmiş ya deaktif edip çözmüş.

XIGNCODE3 bunun da updateli olması gerekiyormuş vs.

ben bi sorun yaşamıyorum.

Guncellemeden sonra bende da bozdu

Evet aynı sorun var. Sync problemi gibi görünüyor.

Bir iki aydır şöyle bişey de var, karşı taraf mesaj yazıyor ya da bişey gönderiyor mesela. Webde şöyle bir uyarı çıkıyor "mesaj bekleniyor, lütfen telefonunuza bakın" gibi.

Girip telefona bekliyorum mesaj gelmiş ama webde yok, arada oluyor böyle.

Mac bilgisayarlarda kullanılanın adı web ise ben şöyle sorunlar yaşıyorum;

* telefonda silinen orda kalabiliyor.
* orda silinen telefonda kalabiliyor.
* her iki tarafta da silinen, ilerleyen günlerde içi boş şekilde sadece isim olarak chati tutabiliyor.
* bazı diyaloglar telefonda kalıyor, bazılarının devamı bilgisayardakinde gözüküyor.

eskiden senkronize oluyordu ama telefon açık değilken kullanamıyorduk.
şimdi telefon kapalıyken de kullanılabiliyor ama senkronize olmuyor.

vs. vs...

internete baktınız mı hocam? daha hesaplı olabilir.
karaköyde, haliç metro yolu üstündeki küçük dükkanlarda da uyguna olur. ama artık küçük esnafa güvenim yok o yüzden internet dedim.

ateşböcekli müzikal mi geliyor ne oluyor?:)) sahne gözümde canlandı hemen.

@rewlack
www.adrapromosyon.com.tr

şunu buldum ama bu da fazla ucuz gibi geldi sanki?

hayır, korolar yarışmasında bir parçanın koreografisinde hikayede kullanılacak.

şarkhan'da vardır kesin

şarkhan +1

ankara mahalle arasinda bir yerde 50 lira veriyorum.

iç dış
50-60 tl.

İç dış 75.
O kadar vermem ama;
İçi vakum makinası ile 4 TL ye.
Dışı su 4, köpük 4,su 4 TL ye hallediyorum benzinlikte.

İstanbul - Merdivenköy

İç-dış 60 tl.

istanbul Maslak iç dış 85 TL

İstanbul zeytinburnu iç dış 70 tl 30 nisan

La traviata neresinde merdivenköyün?

@condom kurşunu

mandırca caddesinde.
onikiler camiinin çaprazında bir aradan giriliyor. kime sorsan gösterirler. oto kuaför olarak geçiyor.

Ek soruya cevap: Şimdi denedim, ps5 bluetooth ile mac'e bağlanmaya çalışsa da "bu aygıt desteklenmiyor" diyor. o iş yalan oldu.

www.amazon.com.tr

Benzeri bir ürün işini görecektir. SPDIF ile soundbar a veya 5.1 bir sisteme bağlarsan düzgün bir çözüme ulaşabilirsin diye düşünüyorum.

öncelikle kesinlikle youtube incelemelerine ve özellikle oradaki seslere güvenmeyin. oradaki sesler çoğunlukla dijital ortamda kaydedilip daha iyi piyano sesleriyle değiştirilip bize dinletiliyor.

burada en güzeli, bir piyanist arkadaşınız/büyüğünüzle gitmek. bırakın tuşelere, teknik her şeye onlar baksın. (do-re, zuhal, cangöz vs. gibi yerlerde deneyebilirsiniz bu piyanoların çoğunu)

size kalan ise, önerdikleri arasından sesi size en güzel geleni seçmek olsun.

kimi mat sever, kimi parlak ses sever. ben çok parlak ses sevmiyorum mesela dijital piyanolarda.

casio px serisinin piyanolarını beğenmemiştim ben. hele ki eski serileri cidden çok kalitesizdi. ama bu casio'lar kalitesiz anlamına gelmiyor.

diğer modelleri hiç çalmadım. yamaha kullandım evde ve işyerlerinde.

----

para olayına gelirsek.

fiyat konusunda şunu yapın. diyelim do-re beşiktaşta beğendiniz piyanoyu. orada son fiyatını sorun. sonra diğer do-re'lere ve diğer markaların kimi ilçe şubelerine de son fiyatı sorun. sonra kolejlerde çalışan müzik öğretmeni arkadaşlarınız varsa, okullarına alır gibi liste fiyatlarından alabilirler belki. hatta telefon edip "biz önden bir piyano alacağız ama daha sonra çok malzeme alacağız toplu" diyin ve olabilecek en iyi fiyata satmalarını sağlayın.

kaz gelecek yerden tavuk esirgemezler böyle durumlarda.

Dostum ilk olarak buradan "şu model iyidir, mutlaka bunu al" demek çok doğru olmaz. Gidip aklında olan, bütçene uygun modelleri kendin kıyaslamalısın. "Ben anlamam" diye düşünme. Örneğin Zuhal'e git. Oradaki personel zaten işini biliyor. Teknik konularda sana bilgi verirler. Önemli kısım ise senin çalarken hangisinde daha rahat olduğun ve iyi hissettiğin. Bu modeller zaten birbirine çok yakın özellikleri barındıran ürünler. Ancak birinin tuşesi daha ağırdır diğerine göre. O açıdan sen kendini hangisini çalarken iyi hissediyorsan onla devam edersin.

2 hafta önce arkadaşım kızına PX 870 aldı. Aklındaki diğer model de Kawai KDP-120'ydi, bir de Roland'ın bir modeli vardı (muhtemelen RP-102). Bu işi yıllardır profesyonel yapan başka bir arkadaşa danıştık. "Üçü de 'keşke bunu almasaydım' denecek şeyler değil. Hepsi çok memnun eder. Al kızını tek tek piyanoları denet. Hangisini istiyorsa onu al. Çünkü çalacak olan o. Piyano başına hevesle geçmeli." dedi. Arkadaşın kızı da Casio'yu seçti.

Sadece şunu belirteyim. Dijital piyanolar aynı zamanda mobilya da olduğu için KDP-120, PX 870'e nispeten daha piyano gibi piyano. Casio biraz daha kompakt bir tasarıma sahip.

ben yamaha ydp144 kullandım tuşlarından tak tak ses geliyordu, forumlarda okuduğum kadar kawai'nin tuşları daha sessizmiş. Bencede ikisinide deneyin. Casio vb. ultra üst seviyede olsa öneremeyeceğim. bu arada yeni başlayan biri olarak yamaha ydp141 ile ydp144 arasında ses gücü hariç bir fark anlayamadım. piyanoyu çalacak kişi kendini geliştirdikçe farklı ihtiyaçları olacak o yüzden ikinciel değer kaybetmeyen yamaha veya kawai öneririm.

philips veya braun gibi markaların en ucuz modellerini alabilirsiniz.

briyantin veya jöle sürerse aynı görünümü elde eder. parlamasın istiyorsa sprey olabilir.

www.amazon.com.tr

Şöyle bir tıraş makinesi alabilir.

Saçlar için de herhangi bir ıslak wax kullanabilir.

Üstteki linkteki ürünü aldım. (Yıllardır eski bir sürümünü kullanıyordum)
Çok memnunum, gözünüz kapalı alabilirsiniz. Motoru çok güçlü, şarjla ilgili bir sorun yaşatmıyor, her şeyi yıkanabiliyor.

Ve uzun yıllar jöle kullanmış biri olarak da geçmişimde, jöle asla kullanmasın derim.

doner baslikli degil yukaridaki gibi duz olmali. boyle olmamali yani: m.media-amazon.com

en ucuz model fazlasiyla yeterli +1

BinBin’in iki ayrı hız modu buluyor ve hızlı modunda saatte 25 kilometre hıza ulaşıyor. Martı ise saatte 18 kilometre hıza sabitlenmiş durumda.

BinBin, 10 dakikada iki kilometre yol giderken, Martı ise 1 kilometre gidebiliyor. Martı, kendi yerli scooter’ını üretirken, BinBin Üsküdar’da yaklaşık 8 bin liralık ithal scooter tercih ediyor.

Demiş mesela bir sitede.

ben iphone'un eski 3.5 mm girişli kulaklığını kullanıyorum. ses çok iyi gidiyor.

Ben derslerimde hyperx quadcast kullanıyorum. çok temiz gittiğini söylüyorlar.
sanırım twitch yayıncıları falan da bunu kullanıyor genellikle.

www.amazon.com.tr

Cagri merkezi kulakligi al en iyi performansi onlar veriyor.

la traviata +1

Online derslerde bir asistan bu tarz mikrofon kullanıyordu. Ders yüzyüze olsa o kadar net duymazdım :D

İphone kulaklığı kullanıyorum. Gayet kaliteli. Binlerce kişiye lansman sunumu falan yapmıyosa la traviatanın gösterdiği mikrofon şov olur.

divit +1
Sennheiser headsetlerin mikrofonları çok iyi, hem de headset olarak çok hafifler,uzun süre rahatça kullanılabiliyor.

logitech h110 al gitsin, fazlasıyla işini görür.

her şubede yok.

Hangi şehirdeki şubeleri soruyorsunuz? Ankarada bilkent şubesinde var mesela. Ama arabaya servis yapan şube sayısı çok sınırlı.

merter burger king şubesinde var benzinliğin içinde.
hatta az ilerdeki merter mc donalds'da da var arabaya servis.
başka da bir yerde görmedim sanırım istanbulda.

acıbademdekine arabayla giriliyordu (ama en son 1 seneden fazla oldu sanırım gittiğim)
arabaya veriyor mu bilmiyorum ama arabayla bahçesine giriliyordu.

caddebostan şubesinde var.

Bu sanırım ancak videoyu indirip, indirdiğiniz videoyu paylaşmanızla mümkün.

Facebook gönderisine youtube videosu gömme ve direk facebook üzerinden oynatmak yok bildiğim kadarıyla.